Osmanlı Devletinin kuruluşundan beri kent merkezlerinde “Şehir Kethüdası” unvanlı bir görevlinin bulunduğu bilinmektedir.(1) 19.Yüzyılın başlarında eskisi kadar olmasa da bile devlet görevlileriyle şehir halkı arasındaki ilişkilerde şehir kethüdalarının etkin oldukları görülmektedir. (2)Şehir kethüdâsı, beldeye ait olan bütün işleri gören belediye re’isi, şehir emini demekti. Şehzâdeler zamanında “şehremini” denilen belediye re’islerine daha sonra “şehir kethüdâsı” ünvânı verilmişti. (3)Şehir Kethüdalarının başlıca görevleri, şehre uğrayan kamu görevlilerini, sefere çıkan veya eşkıya takip eden askeri birlikleri, yolculuk yapan, göreve giden vali, mutasarrıf, mütesellim gibi yöneticileri ağırlamak, konaklamalarını sağlamaktı. Bunu için yapılan harcamaların defterlerini tutarlardı. (3)
Şehirlerde mali ve idari işlerle vazifeli, memurlardan birine verilen unvandır. Devletçe yazılan ferman ve hükümlerin bir örneği de valiler ve sancak beyleri gibi kâh âyân ve kâh şehir kethüdası unvanını alan bu memurlara gönderilirdi. Şehir kethüdaları halk ile hükümet arasında vasıtalık hizmetini görürlerdi. Bir zamanlar cemaat usulüyle alınan vergileri servet ve iktidarlara göre halka dağılımı ve tahsilatını üstlenirlerdi. Bu itibarla şehir kethüdaları bu gibi işlerde halkın vekili ve hükümetle halk arasında vasıta idi. (4)
“Meşrutiyetin başlangıcıyla bu gibi belediye haklarının istihsaliyle başlamış olduğundan Şehir kethüdalarına şimdilik ıslahata göre birer Belediye Reisi nazarıyla bakılırsa hata edilmemiş olur.” (5)
Şehir Kethüdalığı için ilk nizamname Muhsin zade Mehmet Paşa’nın sadaret sırasında,
ikincisi 1785/1786, üçüncüsü de 1785/1786 tarihlerinde neşrolundu.
Bir başka tanım ile Osmanlıda Belediye işleri kadılar tarafından görülür ve “İhtisap Ağası” gibi bazı memurlarda bu hususta yardımcı mevkiinde bulunuyorlardı. Belediye işlerinin görüldüğü yerler de Kadıların kendi evleri veya mahkeme konaklarıydı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder