Bahşi Halife

XVI. yüzyılda yaşamış büyük tefsir ve hadis alimi olarak kabul edilen Bahşi Halife’nin Akbilek adlı bir Türkmen oymağından geldiği ileri sürülür. Onun, Amasya’nın Taşova ilçesine bağlı bugün Uluköy diye bilinen Sonusa’dan olduğu kabul edilir. Künyesi ‘Dede Bahşi bin İbrahim’ şeklinde kaydedilen Halife tahsilini tamamlamak için Mısır’a gider. Orada İmam Suyuti, Şeyhü-l İslam zekeriyya el-Ensari, Şemsüddin Muhammed es-Sehavi gibi alimlerin derslerine devam ettikten sonra Amasya’ya döner.

Fatih Sultan Mehmed, II.Beyazıd, ve Yavuz Sultan Selim dönemlerini idrak eden Bahşi Halife’nin ilmi kudretine şahit olarak onun, ‘Müfti’s-Sakaleyn (insanların ve cinlerin müftüsü) İbn Kemal’in üstadı olduğu söylenir. Bir çok tefsirin hafızasında olduğu övgüyle bahsedilmekte ve diğer ilimlerde ise müstesna bir kudrete sahip olduğu tabakat kitaplarında anlatılmaktadır.

Ömrünü ilim öğrenmek ve öğretmekle geçiren Bahşi Halife Hazretleri çok az yemek yer, dünyaya rağbet etmez, sade bir hayat yaşar. Bütün vaktini ilim öğrenmek isteyen talebelere vermekten kaçınmaz. Bazı ayetlerin faziletlerine dair açıklamalarda bulunurken, “Levh-ı Mahfuz’da böyle gördüm der. Keşiflerinde hata yapmayan Bahşi Halife, Peygamber Efendimizle sık sık rüyada sohbet eder. Müşküllerini ona arz eden Halifenin çözümleri böylece elde ettiği söylenir.

Zühd ve takvâ sâhibi olduğu, dünyâya düşkün olmayıp haramlardan sakındığı, dînî ilimleri iyi bildiği, devamlı nâfile namazı kılıp oruç tuttuğu, kanâat sâhibi olup, az bir dünyâlıkla idâre ettiği anlatılır. Bir gün camide vaazında abdest almanın faziletlerinden bahsederken, alınan abdest suyu ile günahların döküldüğünü söyler. Cemaat arasında bulunanlardan birinin kalbine, ‘bu nasıl olur’, diye bir düşünce gelir. O zaman, sanki bu düşünceye cevaben, Bahşî Halîfe kollarını sığayarak dirseklerine kadar havaya kaldırır ve, "böyle olur", der. Cemaat, Bahşi Halîfe'nin kollarından nur fışkırdığını görür. Ona bu yüzden Akbilek lakabı verilmiş olduğu anlatılır.
-Evliyalar Şehri Amasya'dan-

Hiç yorum yok: